Playlist

29 Mayıs 2016 Pazar

Sana anlatmak istiyorum. İçimde şeytan vardı. Can kırıkları vardı. Nefret vardı. Yalanlar vardı. Bir yanım beni çoktan terk etmiş, kaçıyordu. Melankoli ve hüsran vardı. Bazı geceler hiç sabah olmuyordu. Gün geldi anladım ki ; dünyadaki bütün umut, hiç hesaba katılmayan insandaymış,  meğer. Güney yıldızlı bir kadındım madalyalarımı çıkarıp yavuz bir delikanlıyı kalbime davet ettim. Nerde bir çift göz gördümse tuttum onu güzelce delikanlıya tamamladım, o binlerce yaşasın diye yaptım bunu. Sarılıp uyuduğumuz o gün , uzanıp öpmüştü beni uykumun en hafif anında. Onda  bana benzeyen bir şeyler gördüm ; çakıl taşı gibi bir şey. Ağzım zehir dolu açamıyorum. Dişlerimin anahtarı kayboldu. Hurdaya çıkmış bir araba motoru gibi kalakaldım. Yağ kir içinde, pörsümüş , bozulmuş , Yine de yaşamaya inatçı… Onunla yaşamaya inatçı. Sonra saatler değişti, günler değişti, aylar değişti. Sonra dünya değişti, tüm evrenim oldu o yavuz delikanlı. Onun aşkı, bildiğim her kelimeyi yan yana dizmek istedikçe şaha kaldırdı tüm harfleri. Hakikatte Herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyor. Ama aslında bu kadar basitti işte : onu öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın. Özlüyorsan aşıksın. Bekliyorsan aşıksın. Kavuşmak için can atıyorsan aşıksın. 

17 Mayıs 2016 Salı

Tutunamayanlar








Öyle bir kapı olmalı ki çalınca, insana hiç bir şey sormadan açsalar ; kapının ortasındaki küçük pencereden bakıp da kim o demeseler. Sonra hemen içeri alsalar beni. Ben anlatmak istersem bile, hemen sustursalar : biz her şeyi biliyoruz. Her şeyi biliyor musunuz gerçekten ? Evet. Neden sormuyorsunuz ayrıntıları ? İstediğin zaman anlatırsın. Sana dinlenme fırsatı verdiğimizi de sanma. Hiç anlatmasan da olur. İstediğin zaman gidebilirsin. İstediğin zaman geri dönebilirsin . Anlayış da göstermiyoruz sana. Özellikle buna çok sevindim. Anlayış göstermenin sende bir gerginlik yaratacağını, ne zaman isteyecekler endişesini doğuracağını biliyoruz. Sen sormasaydın bunları bile anlatamazdık. Hiç bir sözü sonuna getirmeyi düşünmüyoruz. Yaşama şartlarını açıklar mısınız ? 

Oğuz Atay, Tutunamayanlar


16 Mayıs 2016 Pazartesi

Gecelerim çarpan kocaman bir yürek gibi.




“Gecelerim çarpan kocaman bir yürek gibi.



saat üç buçuk.

gecelerim aysız.

gecelerimpencerelerden süzülen gri ışığa gözünü kırpmadan bakıyor.

gecelerim ağlıyoryastığım nemli ve soğuk.

gecelerim uzunupuzun ve sürekli belirsiz bir sona doğru uzuyor.

gecelerim beni senin yokluğuna itiyor.

seni arıyorumyanımdaki dev bedeninisoluğunukokunu arıyorum.

gecelerim boşluk yanıtını veriyor.

gecelerim beni üşütüyor ve yalnızlıkla dolu.

bir temas noktası arıyorum.

tenini arıyorum.

neredesin? neredesin?

dönüp duruyorumyanağım nemli yastığaıslak saçlarım şakaklarıma yapışıyor.

burada olmaman mümkün değil.

kafam serseri serseri dolaşıyor.

düşüncelerim gidip geliyor ve parçalanıyor.

bedenim artık anlamak istemiyor.

bedenim seni istiyor.

bedenimşu sakat külçe

senin sıcaklığında bir an için kendini unutmak istiyor.

birkaç saatlik dinginliğe çağırıyor.

gecelerim paçavraya dönmüş bir yürek.

gecelerim sana bakmakellerimle bedeninin her kıvrımını izlemek

yüzünü bulup okşamak istediğimi biliyor.

gecelerimsenin yokluğundan dolayı soluğumu kesiyor.

gecelerim seni çağırmak istiyor ama sesleri çıkmıyor.

yine de seni seni çağırmaksana kavuşmak

bir an için sana sarılmak ve katleden zamanı unutmak istiyor gecelerim.

bedenim anlamıyor.

tıpkı benim gibi bedenimin de sana ihtiyacı varbelki de onunla ben biriz.

gecelerimteni hissetmeye kadar kazınıyor

sonunda duygu maddesel tözden arınarak daha güçlüdaha keskin bir hale geliyor.